Skip to main content
European Commission logo

Eurydice

EACEA National Policies Platform:Eurydice
Öğretmenler ve Eğitim Personeli

Türkiye

9.Öğretmenler ve Eğitim Personeli

Last update: 14 December 2023

Bu bölümde ana hatlarıyla, okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim kurumlarına öğretmen yetiştirmeye yönelik hizmet öncesi öğretmen eğitimi, öğretmenler, okul yöneticileri, maarif müfettişleri ve diğer personelin istihdamı ve çalışma koşulları ele alınmıştır.

Okul Öncesi, İlköğretim ve Ortaöğretim Öğretmenlerinin Hizmet Öncesi Eğitimi

Türkiye’de okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretime yönelik hizmet öncesi öğretmen eğitimi üniversiteler tarafından yürütülmektedir. Halen, öğretmen yetiştirmedeki ana kaynak eğitim/eğitim bilimleri fakülteleridir. Öğretmen yetiştiren tüm programlar 4 yıllıktır. Bunun yanında, öğretmenliğe kaynak teşkil eden eğitim fakültesi dışındaki bölümlerden mezun olanlara yönelik pedagojik formasyonu kazandırma amacıyla pedagojik formasyon eğitimi sertifika programları açılacaktır. Öğretmen eğitiminin yapı ve programlar bakımından ana yönlendiricisi Yükseköğretim Kurulu (YÖK)’dur. Bu süreçte, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ve eğitim/eğitim bilimleri fakülteleri iş birliği içinde çalışmaktadır. 2018 öğretim yılında yapılan yeni düzenleme sürecinde, tüm öğretmen yetiştirme programlarına (müzik, beden eğitimi, resim, yabancı diller dâhil) “özel eğitim ve kaynaştırma” dersi konulmuştur. 

Hizmet Öncesi Öğretmen Eğitiminin Tarihsel Görünümü

Türkiye’de öğretmen yetiştirme tarihini iki dönemde incelemek gerekir. Bunlardan birincisi MEB’e bağlı olan dönem (1923-1982), ikincisi de üniversitelere bağlı olan dönemdir (1982 yılı sonrası). MEB’e bağlı olan dönem, eğitim kademelerine göre; üniversitelerdönemi ise tüm kademeler dikkate alınarak incelenmektedir.

Okul Öncesine Öğretmen Yetiştirme

1923-1924 eğitim öğretim yılında Türkiye’de toplam 80 anaokulu eğitim öğretime devam etmiştir. Bu okullarda 136 öğretmen çalışmış ve5880 öğrenci öğrenim görmüştür. Bu da öğretmen başına 43 öğrenci demektir. Bu öğretmenlerin 9’u darülmallimat, 57’si ana şubesi, 1’i yabancı okul mezunu olup diğerleri ise (59 öğretmen) başka kaynaktan sağlanmıştır (Öztürk, 1998).

1927-1928 öğretim yılında Ana Muallim Mektebi Ankara’da açılmış, 1932-33 öğretim yılında ise İstanbul Kız Muallim Mektebine taşınarakokul öncesi öğretmen yetiştirme görevini İstanbul'da bu isim altında sürdürmüştür.

Okul öncesi öğretmeni yetiştirme görevi 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanun’un 43. maddesi ile yükseköğretim kurumlarına devredilmiş 1979 yılında hazırlanan iki yıllık “Anaokulu Öğretmenliği Ön Lisans Programı” 1980-1981 yılından itibaren uygulamaya konulmuştur (Öztürk, 1998). 1991-1992 eğitim öğretim yılından itibaren “Anaokulu Öğretmenliği Programı” dört yıla çıkartılarak doğrudan eğitim fakültesi bünyesine alınmıştır. 

İlkokullara Öğretmen Yetiştirme

Türkiye’de, bugünkü anlamda öğretmen yetiştirmenin tarihi Osmanlı İmparatorluğunda Tanzimat Dönemi’ne (1839-1876) kadar gitmektedir (Türk Eğitim Tarihi, s.161). İlk kez 16 Mart 1848 tarihinde Darülmuallimin adıyla bir Erkek Öğretmen Okulu açılmıştır. Bu okul, İmparatorluğun modernleşme sürecinde medrese dışında öğretmen yetiştiren ilk eğitim kurumu olması açısından önemlidir (Ottoman Civilization 1, s. 375).

Türkiye Cumhuriyeti henüz ilan edilmeden, (29 Ekim 1923) daha Kurtuluş Savaşı sürerken 15 Temmuz 1921 tarihinde, Ankara’da bir eğitim kongresi (Maarif Kongresi) toplanmıştır. Kongreyi Mustafa Kemal, cepheden gelerek açmış ve çok önemli bir açılış konuşması yapmıştır. Kongreden, Türkiye’nin Millî ve tarihi özellikleriyle uyumlu bir ‘Millî Terbiye Programı’ oluşturmasını isteyen Mustafa Kemal, öğretmenleri ‘gelecekteki kurtuluşumuzun saygıdeğer öncüleri’ olarak tanımlamış, “Öğretmenler! Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınızın derecesiyle oranlı bulunacaktır” diyerek, öğretmenlere ilişkin beklentilerini ifade etmiştir (Türk Eğitim Tarihi, p. 292-293).

Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında illerde bulunan ilk öğretmen okulları (muallim mektebi) (Erkek ve Kız İlk Muallim Mektepleri) 1 Eylül 1923’te il özel idarelerinden alınıp, Eğitim Bakanlığına bağlanmıştır. Bu dönemde 20 Muallim Mektebi bulunmakta, buralarda uygulanan programın yüzde sekseni genel kültür derslerine, yüzde yirmisi mesleğe dönüktü. Önceleri 5 yıllık olan bu okulların süresi 1932-1933 eğitim-öğretim yılında 6 yıla çıkarılmıştır. Bu 6 yılın ilk 3 yılı ortaokul düzeyindeki derslerden, son 3 yılı da meslek derslerinin yer aldığı bir programdan oluşmuştur (Türk Eğitim Tarihi, s. 346).

Öğretmen yetiştirme konusunda 17 Nisan 1940 tarihinde 3803 sayılı Kanunla Köy Enstitüsü adıyla özgün bir eğitim kurumu oluşturulmuştur. Pragmatik eğitim felsefesi anlayışına dayanan bu kurumların kuruluş amacı o dönemde ülke nüfusunun büyük bölümünü oluşturan kırsal kesimde yaşayan insanlara temel eğitim vermenin yanı sıra, hem kendilerinin hem de ülkenin refah düzeyini yükseltecek üretimle ilgili temel bilgi ve becerilerin kazandırılmasıdır. Şubat 1954’te bu okullar ilk öğretmen okullarıyla birleştirilmiştir.

1971 yılına kadar ortaokulu takiben üç yıl süreyle eğitim vermiş olan ilk öğretmen okullarının eğitim süresi dört yıla çıkarılmıştır. 1973 tarihinde çıkarılan 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu “Öğretmenlik devletin, eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir” hükmünü getirmiş ve öğretmenlerin hangi öğretim kademesinde olursa olsun, yükseköğrenim görmelerinin sağlanması gerektiğini öngörmüştür. Bu bağlamda 1974-1975 öğretim yılından itibaren bazı ilk öğretmen okulları, İki yıllık eğitim enstitüsü statüsü kazanmıştır. Bu yapı 1982 yılında üniversitelere bağlanana kadar sürmüştür.

Orta Okullara Öğretmen Yetiştirme

Ortaokullara öğretmen yetiştiren kurumlar incelendiğinde, 1982 düzenlemesine kadar ortaokullara öğretmen yetiştirmenin temel kaynağı 3 yıllık eğitim enstitüleri olmuştur.

Bu tür öğretmen okullarının kaynağı, 1926-27 öğretim yılında açılan “Gazi Orta Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsü” olmuştur. İlk yıllarda okulun öğretim süresi 3,5 yıl iken, 1967-68 öğretim yılından itibaren bütün bölümlerin öğretim süreleri 3 yıl olarak düzenlenmiştir. Eğitim enstitülerinin üç yıl süreli olarak ortaokullara dal öğretmeni yetiştirme işlevi 1978-79 öğretim yılına kadar sürmüştür. Bu okullar, 1982 yılında mevcut üniversitelere veya yeni açılan üniversitelere bağlanıp eğitim fakültesine dönüştürülmüşlerdir.

Liselere Öğretmen Yetiştirme

1923-1982 yılları arasında liselere öğretmen yetiştirmede iki kaynaktan söz edilebilir. Bunlar “yüksek öğretmen okulları” ve üniversitelerdir.

Yüksek Öğretmen Okulları

Cumhuriyet Dönemi’nde ortaöğretim öğretmenlerinin yetiştirilmesinde önemli katkısı olan kurumlardan birisi de yüksek öğretmen okullarıdır. Bu okullar eski dönem yüksek öğretmen okullarıdır. 1891 yılında İstanbul’da kurulan “Darülmuallimin-i Aliye” yüksek öğretmen okullarının başlangıcı sayılır. Öğretmen ihtiyacının karşılanması amacıyla Millî Eğitim Bakanlığı, bu okulun gelişmesi için gerekli önlemleri almış, bu eğitim kurumu 1954-55 öğretim yılına kadar kendi türünde tek okul olarak öğretmen yetiştirme işlevini sürdürmüştür. Lise öğretmenlerine duyulan ihtiyacın artması karşısında 1959 yılında Ankara’da, 1964 yılında da İzmir’de birer yüksek öğretmen okulu daha açılmıştır. Ancak, 130 yıl gibi oldukça uzun bir süre lise öğretmeni yetiştirmede ülkenin en köklü eğitim kurumu olma özelliğini koruyan yüksek öğretmen okulları 1978 yılında kapatılmıştır.

Üniversiteler

1982 yılına değin öğretmen yetiştirme görevi bütünüyle Millî Eğitim Bakanlığına verilmiş ise de, üniversiteler de, özellikle liselere öğretmen yetiştirmede sürekli olarak önemli bir kaynak olmuşlardır. Başta İstanbul Üniversitesi Edebiyat ve Fen Fakülteleri olmak üzere, Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya ile Fen ve Edebiyat Fakülteleri lise ve dengi okullara Türk Dili ve Edebiyatı, Matematik, Fen Bilimleri, Tarih, Coğrafya ve Yabancı Diller gibi alanlarda çok sayıda öğretmen yetiştirmişlerdir. Özellikle, 1970’li yılların ortalarından itibaren bazı üniversitelerimizde eğitim bölümleri açılarak Pedagojik Formasyon Eğitim Sertifika Programı yoluyla öğretmen yetiştirilmiştir. Bir başka deyişle, çeşitli fakültelerin (fen, edebiyat vb.) öğrencileri hem kendi lisans programlarına devam etmişler hem de buna paralel olarak pedagojik formasyon derslerini almışlardır. Günümüzde öğretmen yetiştirme tamamen Yükseköğretim Kurulu (YÖK) idaresinde, üniversitelerin eğitim/eğitim bilimleri fakültelerinde gerçekleştirilmektedir. 

Milli Eğitim Bakanlığı 2023 Eğitim Vizyon Belgesinde, sertifikaya dayalı “Pedagojik Formasyon” uygulamasını kaldırarak yerine lisansüstü düzeyde programların açılması hedefine yer vermiştir. Bu bağlamda 29/06/2020 tarihli ve 12 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Kararı doğrultusunda Pedagojik Formasyon Eğitimi kaldırılmıştır.

 

Yükseköğretim Genel Kurulu’nun 09.02.2012 tarihli toplantısında alınan öğretmenlik programlarında açık veya uzaktan öğretim sistemiyle lisans programlarına öğrenci alınmaması hususundaki kararı dikkate alınarak 2012-2013 eğitim-öğretim yılından itibaren Anadolu Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi bünyesinde uzaktan öğretim yöntemiyle Okul Öncesi ve İngilizce Öğretmeni yetiştiren programlara öğrenci alımı durdurulmuştur. 2016-2017 eğitim-öğretim yılında Okul Öncesi Öğretmenliği, Arapça Öğretmenliği ve Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık programları hariç ikinci öğretim öğretmenlik programlarına öğrenci alımı durdurulmuştur. Bununla birlikte 05.05.2014 tarihli YÖK Genel Kurulu kararı ile MEB’nın öğretmenlik alanları ve ihtiyaçları da dikkate alınarak 2014-2015 eğitim-öğretim yılından itibaren İlahiyat/İslami İlimler Fakültesi bünyesindeki İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Programına öğrenci alımı durdurulmuştur. 30.12.2015 tarihli Yükseköğretim Yürütme Kurulu Kararı ile Zihin Engelliler, İşitme Engelliler, Görme Engelliler ve Üstün Zekâlılar Öğretmenliği Programları Özel Eğitim Öğretmenliği çatısı altında toplanmıştır. 06.04.2016 tarihli YÖK Yürütme Kararıyla da söz konusu programın müfredatı kabul edilerek ilgili üniversitelere gönderilmiştir. Ayrıca 15.06.2016 tarihinde eğitim/eğitim bilimleri fakülteleri bünyesindeki mevcut bölüm ve ana bilim dalları dikkate alınarak söz konusu fakültelerin ana bilim dalları yeniden yapılandırılmıştır.